101 yıl önce bugün Dünyanın en gelişmiş donanmasına karşı zor şartlarda eşi benzeri görülmemiş bir zafer kazanılmıştır.

18 Mart 1915’te denizde başlayan, galibiyetine kesin gözüyle bakılan ülkeleri yenilgiye uğratan Türk Ordusu, bu galibiyetin verdiği büyük güç ve moralle 25 Nisan’dan itibaren Gelibolu Yarımadası’nda Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar’da kara savaşlarında da zafere ulaşmıştır.

Çanakkale Savaşları, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhuyla, vatan toprağına karşı duyulan sadakatin ve inancın ortaya konmasıdır. Öylesine güçlü bir direniştir ki, karşısında teçhizat bakımından son derece donanımlı düşman kuvvetleri bile helak olmuştur. Sekiz buçuk ay çeşitli cephelerde süren bu kutsal savaş ve kazanılan zafer, canlarını vatan uğruna feda eden 80 bin şehidimizin ve gazilerimizin eseridir. Bu savaşta Osmanlı ordusunun kayıpları Türk Genel Kurmay başkanlığı tarafından yaptırılan araştırmayla 213 bin 167 olarak saptanmıştır, bu kaybın hastanelerde ölenler dahil yaklaşık 80 bini şehittir.

Kara savaşlarındaki askeri dehası ve üstün komutanlık yeteneği ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu savaşın ardından İstiklal Mücadelesine önderlik etmiş ve Türk Milleti aynı inanç ve azim ile mücadele ederek bağımsızlığına kavuşmuştur.

Bugün bizlere düşen görev şehitlerimizin kanlarıyla sulanan ve bizlere emanet edilen bu kutsal toprakları, aynı şuurla sahip çıkarak korumak ve bizden sonraki nesillere daha güvenli bir şekilde devretmektir.